Yediğiniz yiyecekler kullandığınız ilacın etkili olup olmamasını belirler
Hepimiz sağlığımızı korumak ya da tedavi amacıyla belirli bir dönemde ya da sürekli olarak ilaç (doğal ya da sentetik) kullanmak zorunda kalırız. Ancak bu ilaçları kullanırken yediklerinize ve içtiklerinize ne derecede dikkat ediyorsunuz?
Kullanılan ilacın ve dolayısıyla tedavinin etkili olup olmamasında yediklerimizin ve içtiklerimizin cinsi ve miktarı son derece önemli olabiliyor. Bu nedenle, ilaçtan beklenen yararın görülememesi durumunda ilk olarak göz önüne alınması ve sorgulanması gereken husus, alınan ilaçların yenilen yiyecek ve içecekler ile olası etkileşmeleri olmalı. Aslında ilaç tedavisi, herkesin düşündüğü gibi, basit bir şekilde verilen ilacı bir bardak su ile içmekten ibaret değildir. Başarılı bir ilaç uygulaması bir “satranç oyunu” gibi ustalık gerektirir. Bu ustalık sadece hekim ve eczacınız için değil, sizin için de gerekmektedir. Çünkü hekim ve eczacınızın siz ilaç kullanırken sürekli olarak sizin ne yiyip ne içtiğinizi kontrol etmesi, izlemesi pratik olarak mümkün değil.
Besinler aldığınız ilaçların emilimini etkileyebilir
Bu durum, ilaç-besin etkileşmelerinde en sık rastlanan sorundur. Ancak bir genelleme yapılması doğru olmaz. Yani, ilaç kullanırken şunları yemeyin ya da içmeyin şeklinde bir uyarı yapılması mümkün değil. Çünkü her ilaç için kimyasal yapısı, vücutta etkileştiği kısımlar ve besinlerin bileşimine bağlı olarak farklı etkileşmeler söz konusu olabilmektedir. Ayrıca alınan besinin miktarı, hastanın yaşı, kalıtsal yapısı (genetik polimorfizm) gibi bazı hususlara bağlı olarak değişim gösterir. Etkileşme sadece emilimini azaltma ve dolayısıyla etkisini düşürme şeklinde düşünülmemeli, emilimini artırarak zararlı olmasına da yol açabilir. Mesela, kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerde yüksek miktarda E vitamini ya da sarmısak veya Ginkgo gibi bitkisel ürünlerin bilinçsiz bir şekilde kullanılması kanın aşırı sulanmasına ve dolayısıyla kanama riskinin artmasına yol açabilir. Diğer bir örnek, bazı tip depresyon ilaçları (monoamin oksidaz-MAO- inhibitörleri) kullanan kişilerde tiramin bakımından zengin besinler (peynir, şarap gibi) ilacın etkisinin kuvvetlenmesi neticesinde yüksek tansiyon krizleri görülebilir. En yaygın kullanılan ağrı kesici olan parasetamol (Parol, Vermidon gibi) pilav ya da tatlılar gibi karbonhidrat bakımından zengin bir yemekten sonra alındığında, aç karnına alındığına göre 5 defa daha yavaş emilebilmektedir. C Vitamininin fazla miktarda tüketilmesi sonucu idrar asitlenerek bazı ilaçların (asidik) emilimini artırırken, bazılarının (bazik) vücutta hızla atılmasına ve dolayısıyla etkisinin kısa sürmesine yol açabilir. Yüksek C vitamini ile birlikte brokoli, ıspanak, brüksel lahanası, lahana, şalgam ve karnıbahar gibi K vitamini bakımından zengin sebzelerin tüketilmesi kan sulandırıcı (kumadin gibi) ilaçların etkisini azaltmaktadır. Hani matemetikteki şu meşhur havuz problemi gibi!
Bazı yüksek tansiyon ilaçları (ACE inhibitörleri) ve idrar artırıcılar potasyumun itrahına engel olduklarından, muz, portakal, yeşil yapraklı sebzeler gibi potasyum bakımından zengin gıdaların fazla tüketilmesi durumunda vücutta potasyum düzeylerinin artması neticesi kalp ritminde düzensizliklere yol açabilmektedir.
Hangi ilacın hangi besinler ile kullanılmaması gerektiği konusunda hazırlanan listeler oldukça uzun. Burada sadece çok az örnek verebildim. Çoğunlukla kullandığınız ilacın içerisindeki tanıtmalık bilgilerinde bu tip etkileşmeler biliniyorsa uyarılar da yer almaktadır. Buradaki bilgileri dikkatle okumak yararlı olacaktır. Ayrıca eczacınıza ve hekiminize danışmanız durumunda size yardımcı olacaklardır.