Bilimsel çalışmalar insan sağlığını tehdit eden en önemli sağlık sorunları ve hastalıkların oluşumunda serbest oksijen radikallerinin yol açtığı hücre hasarının ve vücudun savunma sistemlerinin dış etkenlere karşı verdiği yangı tepkimesinin başlıca rolü bulunduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle son otuz-otuzbeş yılda vücudu oksidatif hasarlara karşı koruyucu “antioksidan” ve -daha yeni olarak da- yangı-giderici özellikte “antienflamatuvar” etkili ürünlere ve bileşiklere yönelik büyük bir ilgi artışı var.
Doğa antioksidan bileşikler bakımından en önemli kaynaktır. Yediğimiz, içtiğimiz besinlerin yanı sıra besin olarak kullanılmayan bitkilerde farklı yapısal özelliklere sahip antioksidan bileşikler bulunuyor. Bitki çayları, bir keyif içeceği olmasının ötesinde, sağlığımızın korunması, bazı sağlık sorunlarının tedavisinde bilinen en eski ilaç şekillerinden biridir. Çay denilince aklımıza şüphesiz siyah çay, yeşil çay ve yeni tanıştığımız beyaz çay geliyor. Her üçü de aynı bitkiden elde ediliyor ve yüksek antioksidan etkileri ile biliniyor.
Yeni tamamladığımız bir araştırmanın sonuçları bitki çaylarının antioksidan etkilerinin 50-60 misli artırılabileceğini ortaya koyuyor. Kanımca çok dikkati çekici bir sonuç! Aslında bu kadar büyük bir artış benim için de büyük sürpriz oldu. Araştırmada farklı bitki çayı örnekleri normal koşullarda demlendikten sonra deneysel olarak antioksidan kapasiteleri (askorbik asit eşdeğeri) ölçüldü. Aynı şekilde demlenerek hazırlanan iki grup bitki çayından bir gruba çiçek balı ve diğer gruba ise çam balı ilave edildikten sonra aynı deneysel işlemlere tabi tutuldu. Deney sonuçları incelendiğinde bal ilavesinin; ıhlamur çayının etkisini 60 misli, papatya çayının 30 misli, limonlu zencefilin 30 misli, ekinezya çayının 16 misli, adaçayının 10 misli, melisa çayının 10 misli, yeşil/siyah/beyaz çayların ise 7 misli arttırdığını tespit ettik. Şüphesiz ilave edilen balların kalitesi, yani geçen haftaki yazımda da vurguladığım gibi, glikoz şurubu ya da şeker ile hazırlanmış sahte bal olmaması son derece önemli. Aksi takdirde herhangi bir antioksidan etki artışı beklemek söz konusu olamaz.
Diğer taraftan, gerçek balın kuvvetli antioksidan ve antimikrobiyal etkileri nedeniyle, çaya şeker yerine bal ilave edilmesinin özellikle adaçayı, ekinezya, ıhlamur, limon/zencefil gibi soğuk algınlığı tedavisinde yararlandığımız bitki çaylarının soğuk algınlığı şikâyetlerinin giderilmesindeki etkinliğine de önemli bir katkı sağlayacağı şüphesiz.