Çikolatanın insan sağlığı bakımından yararları konusunda daha önce de bazı araştırmaların sonuçlarını sizlerle paylaşmıştım. Şimdiye kadar yürütülen çalışmalarda, özellikle siyah çikolatanın zengin polifenolik bileşik içeriği nedeniyle kalp ve damar rahatsızlıklarında yararlı olabileceği bazı deneysel ve epidemiyolojik çalışmalar ile ortaya konulmuştu. Onüç gönüllü üzerinde yapılan bir çalışmada ondört gün süre ile günde 100 gram siyah çikolata tüketilmesi ile büyük tansiyonda (sistolik) ortalama 5,1 mmHg ve küçük tansiyonda (diyastolik) ortalama 1,8 mmHg düşme sağlandığı bildirilmişti. Bu değerler oldukça önemli, yüksek tansiyonu 16-17 civarında olan bir hastada normalleşme sağlanabilir. Benzer bulguların daha sonra yürütülen çalışmalar ile de gözlenmesi etkinliğin bir kanıtı olarak kabul edilebilir. Alman erişkinler üzerinde yürütülen bir başka çalışmada da katılanların dörtte birinde tansiyonda yüzde 40’lık bir düşme gözlenmiş. En son iki ay önce siyah çikolatanın gebelikte yüksek tansiyon riskini azaltabileceği konusunda ünlü Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ araştırıcıları tarafından yürütülen bir çalışmanın sonuçlarını incelemiştik. Bu hafta, çok yeni yayımlanan ve çikolatanın kalp ve damar işlevleri üzerindeki etkinliğini ortaya koyan üç bilimsel çalışmanın sonuçlarından bahsetmek istiyorum.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yedi üniversiteden araştırıcıların görev aldığı ve ardışık olarak yürütülen iki paralel çalışmadan birinde ikibinikiyüzonyedi (2217) gönüllüye sorgulama içerisinde yedikleri çikolata miktarı ve sıklığı sorulmuş. Ardından koroner arterlerde damar sertliği (kalsifiye aterosklerotik plaka) gelişimi tomografi ile (CT) tespit edilerek elde edilen sonuçlar bilimsel dereceleme sistemi ile değerlendirilmiş (Agatston skoru). Sonuçlar yorumlandığında çikolata tüketimi sıklığı arttıkça damar sertliği riskinde belirgin bir azalma sağlandığı gözlenmiş.
Aynı grup tarafından yayımlanan ve yaşları 25 ile 93 yaşları arasında dörtbindokuzyüzyetmiş (4970) gönüllüde yürütülen bir başka anket çalışmasında ise çikolata tüketme sıklığı arttıkça (ayda 1-3 defa, haftada 1-4 defa ve haftada 5 defadan fazla) koroner kalp hastalığı gelişme riskinde belirgin bir azalma gözlenmiştir.
Yeni yayımlanan üçüncü çalışmada ise herhangi bir ilaç kullanmayan 22-28 yaşları arasında 18 sağlıklı genç gönüllü kullanılmış. Bir kaç haftalık uyum diyeti uygulamasından sonra bir gruba flavanolce zenginleştirilmiş kakao, diğer gruba flavanolce fakirleştirilmiş kakao tozu ilave edilmiş diyet verilmiş. Flavanol polifenolik yapıda ve kuvvetli antioksidan etkili bir grup bitki bileşenidir. Yemeği yedikten önce ve sonra (2, 4 ve 6 saat) alınan kan örneklerinde trigliserit, total kolesterol, kolesterol (HDL, LDL) değerleri izlenmiş. Sonuçta, flavanolce zenginleştirilmiş kakaolu diyet uygulamasının izlenen kan değerlerinde belirgin bir şekilde azalma sağlayabildiği gözlenmiş.
Yukarıda bahsettiğim üç çalışma da son iki ay içerisinde yayımlandı. Sonuçlar daha önceki çalışmaları destekler nitelikte. Sonuç ortada; özellikle siyah çikolata orta derecede kalp ve damar hastalıklarında tedaviye yardımcı olmak üzere ZEVKLE TÜKETİLEBİLECEK bir deva olabilir. Bu arada yediğiniz çikolatanın kalitesi de önemli. Malum, bazı üreticilerin yaratıcılığının sonu yok! Keçiboynuzu tozu, üzüm pekmezi, vd. çikolata diye satılabiliyor.