Bilgisayar çağımızın en önemli keşiflerinden biri şüphesiz. Hayatımız kolaylaştırdığı kadar bir stres kaynağı olduğu da kaçınılmaz bir gerçek. Sadece bilgisayar kullanımında yeterli bilgi ve beceriye sahip olmayanlar için değil, uzmanlar için de farklı bir boyutta stres söz konusu. Yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, zihinsel yorgunluğu ve hırçınlık gibi şikayetler ile sağlık merkezlerine başvuranların sayısı her geçen gün artıyor. Bilgisayar kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan yeni hastalıklar tıp literatürüne giriyor.
Yayımlanan yeni bir klinik çalışmada, standardize edilmiş Ginkgo biloba özütü (EGb761), her gün çalışma süresinin en az yarısını bilgisayar başında geçiren 45 yaş ve üzerindeki sağlıklı gönülüler üzerinde yürütülmüş. Çalışmada seçilen 104 kişi iki hafta süre ile bilgisayar başında bir giriş eğitiminden sonra hazırlanan bir testi cevaplandırmaları istenmiş. Bu suterle katılımcıların çalışma başlangıçındaki tepki kapasiteleri, dikkat dereceleri, hayat kaliteleri gibi bir dizi kişisel özellikleri tespit edilmiş. Daha sonra kişilere Ginkgo özütü (EGb761) verilen deney grubunda mı yoksa Ginkgo verilmeyen kontrol grubunda mı yer almaları hususundaki tercihleri sorulmuş. Yani gönüllüler hangi ilacı kullandığını biliyor (açık-etiket pilot çalışma). İki aylık deney sürecini 84 gönüllü tamamlıyor ve uygulanan testte günde 2 defa 120 mg’lık standart Ginkgo özütü EGb761 taşıyan kapsül verilen kişilerde algılama ve dikkati toplamaya yönelik skorların istatiksel olarak belirgin bir şekilde artış gösterdiği, stresin ise belirgin azaldığı tespit edilmiş. Ancak reaksiyon hızında bir gelişme gözlenememiş. Bu süreç zarfında ilaca karşı herhangi bir tahammülsüzlük tespit edilmemiş.
Çalışmanın 45 yaş üzeri kişilerde yürütülmüş olma gerekçesi; bu yaş grubunun gençlere oranla bilgisayarın olumsuz etkilerinden daha fazla etkilenmesi olarak gösteriliyor. Deney sonucunda Ginkgo özütünün (EGb761) kişilerin günlük zihinsel performansını artırmaya ve stres ile başa çıkmasına yardımcı olacağı sonucuna varılmış. Şüphesiz, çalışmanın üretici büyük bir firma tarafından desteklenmiş olması, Ginkgo kullanmayı tercih eden kişilerin Ginkgo’nun etkili olduğuna dair bir önyargıya sahip olma olasılığı ve kimin Ginkgo alıp almadığının taraflarca bilinmesi çalışmanın tarafsız olup olmadığı konusunda bir kuşku uyandırmış olabilir. Bir an için Ginkgo’nun etkisinin tamamiyle psikolojik olduğunu varsayalım, eğer inanmak suretiyle kişinin zihinsel performansı artabiliyor ve stresi yenebiliyorsa çok güzel. Bence stres bu suretle yenilebilir ama daha zeki olabilmek biraz zor gibi geliyor bana. Ancak standardize edilmiş Ginkgo özütünün çeşitli etkileri üzerinde şimdiye kadar yürütülmüş deneysel ve klinik çalışmaların sonuçlarına bakıldığında Ginkgo özütlerinin etkisizmiş gibi değerlendirilmesi mümkün değil.
Kısa bir süre önce de Ginkgo’nun etkinliği konusuna değinmiş ve bilhassa unutkanlık, bunama ve Alzheimer hastalığı üzerinde olumlu etkilerini ortaya koyan bir bilimsel değerlendirme çalışmasının sonuçlarını aktarmıştım. İngiltere’de yapılan 2008 tarihli yeni bir klinik çalışmanın sonuçları ise “olumsuz”. Hafif ve orta derecede bunama belirtileri görülen 176 hastaya 6 ay süre ile 120 mg standard Ginkgo özütü uygulanması ile dikkati çeken bir gelişme sağlanamadığı bildiriliyor. İlaçların farklı deney tasarımlarında farklı etkiler gösterebilmesi sık görülen bir durum. Ancak bazı kişilerin “sadece olumsuz sonuçlara“ bakarak “etkisiz” şeklinde yorumlarda bulunması ise bilimsel gerçeklere aykırı. Bu bir spor karşılaşması değil ki kim daha fazla gol atarsa kazansın ya da on çalışmadan altısı olumsuz dördü olumlu sonuç verdiyse “olumsuz” diye değerlendirilsin. Bilimsel değerlendirmelerin en sağlıklı olanı “meta analiz” sonuçlarıdır ve bu tip analizlerin sonuçları da Ginkgo’nun etkili olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Tabi anahtar kelimeler “doğru adres” yani Ginkgonun etkili olduğu bilinen vakalarda kullanılması ve “doğru formülasyon” yani standart kalitede özüt ve preparatların kullanılması koşulu ile.