Isırgan, Anadolu’da yaygın bir bitki olarak sık sık karşılaştığımız bir bitki. Sayısız yararları nedeniyle Anadolu’da halk arasında ısırgan “her derde derman” olarak tanımlanır. İlkbaharda taze çıktığında yöreden yöreye değişen şekillerde hazırlanan böreği, mancarı gibi yemekleri tüketildiğinde vücudu kuvvetlendirdiğine, hastalıklara karşı direnci artırdığına inanılır. Taze bitkileri semt pazarlarında gördüğümüz gibi, marketlerde de kurutulmuş yapraklardan hazırlanmış çayı satılıyor. Halk arasında en yaygın bilinen bir diğer kullanılışı ise, bilhassa dizlerdeki sızıyı hafifletmek için taze bitkinin topraküstü kısımları ile dışarıdan ağrıyan eklemin ovulması veya üzerine vurulması şeklindedir. Diğer taraftan, ısırganın kökleri ve tohumlarından da tedavi amacıyla yararlanılmaktadır. Köklerinin prostat büyümesinde şikayetleri hafiflettiği, tohumların ise bal ile karıştırılarak bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla bilhassa kanser hastalarında kullanıldığını biliyoruz.
Peki bu kullanılışların ne kadarı bilimsel olarak ortaya konulmuş. Bu hafta öncve ısırganın romatizmal hastalıkların tedavisindeki etkisini açıklayan bilimsel çalışmalardan bahsedeceğiz. Deneysel çalışmalar (deney hayvanı veya hücre) ile ısırganın belirgin bir iltihap giderici etkisinin bulunduğu gösterilmiştir. Ancak bu konuda daha net bir değerlendirme yapılabilmesi için klinik çalışmaların incelenmesi yararlı olacaktır.
Isırgan preparatları ile uygulanmış klinik çalışma sayısı oldukça az. Toplam onbin gibi yüksek hasta sayısı üzerinde uygulanmış olmasına karşılık, sadece 2’sinin çift körlü, diğerlerinin (yedisi) kontrolsüz çalışmalar olması nedeniyle bilimsel kalitesi yeterli görülmemektedir. Bu çalışmaların sekizinde artrit (osteoartrit ve romatoit artrit) üzerindeki etkisi incelenmiş. Yaprak veya kurutulmuş ısırgan ekstreleri (sulu alkol veya propanol ekstreleri) uygulanan hastalarda ağrı şikayetinin azaldığı, kullanım süresinin uzaması ile etkinin daha da belirginleştiği görülüyor. 219 hastadan bir gruba 3 hafta süre ile ısırgan yaprağı ekstresi verilirken, diğer gruba iltihap giderici ilaç (steroidal olmayan antienflamatuvar ilaç; NSAİİ) verilmiş ve sonuçta ilaç verilen gruba yakın etki gözlendiği, her iki grupta da şikayetlerin azaldığı bildirilmiştir. 37 hasta üzerinde yürütülen randomize bir çalışmada ise iki hafta süresince bir gruba günde 200 mg diklofenak (iltihap giderici bir ilaç), diğer gruba ise 50 gram pişirilmiş taze ısırgan yaprağı ile birlikte etkili dozunun çok altında bir miktarda diklofenak (50 mg) uygulanmış. Yapılan değerlendirmeler sonucu ısırganın diklofenak gibi iltihap giderici ilaçların etkisini kuvvetlendirdiği ortaya konulmuştur. Bence bu sonuç oldukça dikkat çekici. Sentetik iltihap giderici ilaçların (NSAEİ) tedavi edici dozlarının yol açtığı önemli yan etkilerin, bilhassa mide kanaması riskinin azaltılabilmesi bakımından üzerinde önemle durulması gerekir. Yani artrit hastalarının bu tip uygulamaları denemesi yararlı olabilir.