Isırganın romatizmal şikayetler üzerinde etkisini ortaya koyan bazı bilimsel çalışmalardan bahsettik. Isırganın etkili olduğu bildirilen bir başka durum ise prostat şikayetleri. Prostat büyümesi (iyi huylu prostat hiperplazisi) ileri yaşlarda erkeklerde görülen önemli sağlık sorunlarından biri. İdrar akışının azalması, idrar kesesinin tam olarak boşalamamasının yanı sıra sık sık ve bilhassa geceleri idrara çıkma ihtiyacı duyulması başlıca belirtileri. Bu amaçla kullanılan bitkisel formülasyonların arasında ısırgan da yer alıyor. Ancak bu defa yaprakları veya topraküstü kısmı değil kökleri kullanılıyor. Isırgan kök ekstresi ile yürütülen deneysel çalışmalarda tespit edilen, iltihap etkenlerini (siklooksigenaz, lipoksigenaz ve sitokin inhibisyonu) azaltıcı ve prostat hücrelerinin büyümesini önleyici (epidermal büyüme faktörü bağlanmasını bloke ederek) etkileri, klinik çalışmalarda yeterince kuvvetli bir şekilde gözlenememiş. Bu nedenle, piyasada prostat şikayetlerinin giderilmesi amacıyla ısırgan kök ekstresi tek başına değil de, prostat konusunda gerçekten etkili olduğu tespit edilen “saw palmetto” (ülkemizde bulunmayan kısa boylu bir palmiye türü) ekstresi ile karışım halinde taşıyan ürünler tercih edilmektedir. Bu şekilde karışım halindeki bir ilaç eczanelerde bulunuyor.
Standardize edilmiş saw palmetto meyva ekstresi ve ısırgan kök ekstresi taşıyan formülasyon ile yapılan bilimsel nitelikte (çift körlü, plasebo kontrollü, çok merkezli) klinik çalışmalarda etkinliği ortaya konulmuş. Yeni yapılan bir çalışmada ilacın 24 hafta süresince hastalara (257 hasta) ilacın günde iki defa verilmesi ile değerlendirilen prostat skorlarında belirgin bir iyileşme gözlenmiş ve ilacın kullanılması herhangi bir olumsuzluğa yol açmamıştır. Daha önce yürütülen ve daha uzun süreli (48 ay) bir uygulamanın yapıldığı bir başka klinik çalışmada ise, aynı bitkisel karışımın Faz I ve II prostat adenomalar üzerindeki tedavi cevabının, prostat tedavisinde kullanılan sentetik ilaç finasterit ile aynı olduğu, buna karşılık bitkisel karışımın yan etkilerinin finasterit tedavisine göre yok denecek kadar düşük olduğu dikkati çekmektedir.
Şimdiye kadar 16 000 hasta üzerinde yapılan klinik denemelerde 6 aylık kullanım süresinde bile hastaların sadece yüzde 5’inde hafif yan etkiler gözlenmiştir. Bu oran bir ilaç için son derece düşük bir rakam. En çok gözlenen etki hafif mide-bağırsak şikayetleridir.
Burada bir hususu belirtmek isterim. Yukarıda bahsettiğim etki ısırgan köklerinin metanol ile hazırlanan standardize edilmiş ekstresi için söz konudur. Yani kökleri alıp kaynatıp içtiğinizde aynı yararı sağlaması şüpheli.