Karaciğer vücudumuzun en cefakar ve en önemli organlarından biri. Burada işlevlerini tek tek sıralamaya gerek yok, ancak işlevlerini düzenli bir şekilde görmesini sağlamak ve desteklemek için onu korumamız, bakımını yapmamız gerekiyor.
Latince bilimsel adı ile Silybum marianum, ya da İngilizce bilinen adı “Milk Thistle”, bitkisinin tohumları ve tohum özütü karaciğer işlevlerinin onarımı için yararlanılabilecek en önemli bitkilerin başında geliyor. Kitaplarda yer alan “Mübarek diken” ya da “Meryem ana dikeni” adı muhtemelen İngilizce (St.Mary thistle, Holy thistle) adına izaften verilmiş. Halk arasında “gengel”, “deve dikeni”, “eşek dikeni” gibi çeşitli isimler ile biliniyor. Ancak burada önemli bir hususu belirtmek istiyorum. Halk arasında birbirine benzeyen dikenli çok sayıda bitki aynı şekilde adlandırılıyor, ancak diğer türlerin de mübarek diken gibi etki göstermesi beklenmemeli. Bu durumda doğru bitkiyi bulup kullanmak son derece önemli.
Tohumlarının karaciğer işlevleri üzerindeki etkisi bilimsel çalışmalar ile ortaya konulmuş. Çeşitli etkenlere bağlı akut ve kronik karaciğer yetmezliklerinin tedavisinde etkili olabileceğine ilişkin gerek deneysel ve gerekse klinik bulgular bulunmaktadır. Bazı karaciğer enzimleri (transaminazlar, AST, ALT) seviyelerinin kan tahlillerinde yüksek görülmesi karaciğer hücrelerinin hasara uğradığının işaretidir. Karaciğer hücrelerinde hasara yol açan etkenler enfeksiyon (hepatit), toksinler (mantar zehirlenmesi, gıda toksinleri gibi), kullandığınız ilaçlar ya da alkol alışkanlığı olabilir. Bu gibi durumlar günlük yaşantımız içerisinde herhangi bir etkene bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Ancak bu durumunun tedavi edilmemesi, kronikleşerek büyük sorunlara yol açabilir. İşte mübarek diken tohumlarının uygun miktarlarda ve yeterli süre kullanıldığında karaciğer enzimlerinin kandaki düzeylerini normal seviyelere düşürdüğü tespit edilmiştir.
Almanya’da mantar zehirlenmelerinin (Amanita phalloides ve diğerleri) tedavisinde de başarı ile kullanıldığına dair bazı kayıtlar yer almaktadır. Zehirli mantar ölümlerinde karaciğer hasarı önemli bir etken olduğundan, bu gibi durumlarda tohumlardan hazırlanan özütlerin yararlı olması mümkün. Şüphesiz tedavi yanıtı, yenen mantar miktarı ve müdahale süresine bağlı olarak değişecektir.
Akut alkolik hepatit ve akut viral hepatit hastalarında karaciğer enzim seviyelerinin normale dönmesi sürecini kısaltığı, komplikasyonları azalttığı, hastaların hastanede yatma sürelerini kısalttığı bildirilmektedir. Ancak burada bitkinin hepatit virüsü üzerinde herhangi bir etkisinin bulunmadığını belirtmekte yarar görüyorum. Kronik alkolik hepatit hastalarında ise daha uzun süreler ile kullanılması gerekmektedir. Bu hastalarda yürütülen bir klinik çalışmada 6 ay kullanılması ile karaciğer işlevlerinin normale döndüğü, karaciğer hücrelerindeki hasarın önemli ölçüde azaltılabildiği ve dolayısıyla enzim seviyelerinin düzeltilebildiği bildirilmektedir. Kronik hepatit hastası 2500 kişide uygulanması ile karaciğer işlevlerinde bazı düzelmeler sağlanabilmiştir. Ayrıca karaciğer nakli hastalarında başarı ile uygulandığına dair kayıtlar bulunmaktadır.
Peki nasıl kullanılmalı?
Öncelikle kullanılan bitkinin doğru olup olmadığından emin olmak gerekiyor. Çünkü içerisinde etkili bileşik olarak tespit edilen silimarin’ diğer bitkilerde bulunmuyor. İstenen etkinin sağlanabilmesi için bitkinin tohumlarından hazırlanan özütünü taşıyan ve güvenilir markaların ürünlerinin kullanılması gerekiyor. Ülkemizde eczanelerde bu tip ürünler mevcut. Diğer taraftan, etkili bileşenlerinin (silimarin) suda yeterince çözünmemesi nedeniyle çay şeklinde kullanılmasının da beklenen yararı göstermesi mümkün değil.