Akciğer kanseri, gerek gelişmiş ve gerekse gelişmekte olan ülkelerde ölüm nedenleri arasında en yukarılarda yer alıyor. Hepimizin artık bildiği gibi akciğer kanserine yol açan nedenler arasında ise sigara içmek başlıca faktörlerden biri. Yapılan çalışmalarda, sigara içmenin 30-69 yaşları arasındaki erkeklerdeki ölüm nedenleri arasında yüzde yetmişyedi, 70 üzeri yaşlarda ise yüzde sekseniki gibi katkısı bulunduğu tespit edilmiş. Her ne kadar sigara paketleri üzerinde büyük puntolarla “öldürür” şeklinde ibareler yer alsa da pek yararlı olduğunu sanmıyorum. Avustralya’da işi daha yukarı boyuta taşımışlar; kanserli hastaların akciğer görüntüleri, sigara içmeye bağlı olarak ortaya çıkan kanserlerde, hastaların organ görüntüleri de sigara paketleri üzerinde yer alıyor artık.
Bir bilimsel dergide yayınlanan bir derleme makalesinin ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Çalışmada, yeşil çay içmenin sigara içme ve akciğer kanseri ile ilişkisini inceleyen ve 1990 yılından sonra yapılmış bilimsel çalışmalar değerlendirilmeye alınmış. Sonuç olarak, günde en az üç fincan yeşil çay içilmesi durumunda sigara içenlerde kanser gelişimi riskini azaltabileceği belirtiliyor. Burada anahtar kelime “sürekli kullanım”. Şimdi sigara içenlerin yüzlerini görebiliyorum! “Aman hemen yeşil çay içmeye başlayayım” diye düşünüyorlar. Tam bir devekuşu zihniyeti! Hani kafasını kuma gömüp de saklandığını sanmak gibi. Yeşil çayın en çok tüketildiği ülke olan Çin’de halkın yüzde altmışının sigara tiryakisi olduğu ve akciğer kanserine bağlı ölümlerde sigara içenlerin sayısının içmeyenlere oranla dört misli fazla olduğu bildiriliyor.
İlgilenenler için isterseniz sonuçları biraz daha ayrıntılı tartışalım. Sigaranın kanser oluşumundaki başlıca rolü, içerisinde bulunan karsinojenlerin (kanser yol açan) hücre DNAsında meydana getirdiği hasar. Yeşil çay içerisinde bulunan ve kuvvetli antioksidan etkileri bilinen en önemli etken bileşenler olan kateşinler, bilhassa epigallokateşin gallat’ın (EGKG) hücre DNAsındaki bu hasarı önlenmesi ve kanserli hücre ölümünü hızlandırması, dolayısıyla kanser gelişimi riskini azaltabileceği ileri sürülmektedir. Günde en az 10 adet sigara içen 133 tiryaki üzerinde yürütülen 2003 tarihli bir çalışmada randomize olarak günde en az dört fincan kafeini uzaklaştırılmış yeşil çay, kafeini uzaklaştırılmış siyah çay veya su verilmiş. Dört ay sonra idrarda bir metabolitin (8-hidroksideoksiguanozin) miktarı ölçülmüş. Yeşil çay içen tiryakilerde bu maddenin miktarında belirgin bir düşme görülürken, siyah çay ve su içen grupta kayda değer bir değişiklik görülmemiş. Ancak yapılan üç saha çalışmasında ümit verici bu bulguları destekleyen bir sonuç gözlenememiş, sigara içenlerde yeşil çayın belirgin bir koruyuculuk etkisi belirlenememiş. Buna karşılık, sigara içmeyen ve sürekli olarak günde 3 ve daha fazla fincan yeşil çay veya siyah çay içenlerde, sigara içmeyen ancak yeterli miktarda çay da içmeyenlere oranla akciğer kanseri gelişimi riski belirgin şekilde daha düşük bulunmuştur.
Yukarıda verdiğim sonuçlara sevinenler sanırım şimdi biraz hayal kırıklığına uğradı! Burada önemli etkenlerden biri yeşil çayın ve sigaranın kullanım süresi, yani en az 5 yıldan beri yeşil çay içilmiş olması daha yararlı olabilmesi için bir neden olabilir. Ayrıca, yeşil çayın ve sigaranın içilme sıklığı da önemli bir faktör sanırım. Yapılan çalışmalarda, iki fincan yeşil çay içilmesi ile kanda sağlanan antioksidan EGKG’ düzeyinin en fazla iki saat süre ile korunabildiğini ve dolayısıyla antioksidan koruyucu etkisinin kaybolduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla çok sık sigara içiliyorsa herhangi bir koruma da beklememek gerekir.
Peki akciğer kanseri olduktan sonra yeşil çaydan bir yarar sağlanabilir mi? 2005 yılında gelişmiş akciğer kanseri vakası bulunan onyedi hasta üzerinde yürütülen bir klinik çalışmada çok yüksek miktarda yeşil çay ekstresinin (20 fincan çaya eşdeğer miktar) 4 hafta süre ile verilmesinin kanserin iyileşmesinde herhangi bir yararı gözlenememiş.
Bir sigara tiryakisi olarak bu yazıyı ilgiyle okudunuz veya bir yakınınız tiryaki. Sağlık kaybedildikten sonra ne yapsanız boşuna; filmi geriye saramazsınız. Şundan bundan medet umacağınıza neden şimdi elinizi masaya vurup bir kararlılıkla “SİGARAYI BIRAKTIM” demiyorsunuz? Dikkat edin bir ayağınız kalkmış olmasın!