Kanser günümüzün tartışmasız en önemli hastalığı. Her yıl Nisan’ ayının ilk haftasında “Kanser Haftası” olarak halkı kanser konusunda bilinçlendirmek amacıyla toplantılar düzenlenir, basında haber programları ve yazılara yer verilir. Hiç şüphesiz, önemli olan günlük yaşantımızda yapılacak bazı basit düzenlemeler ile kanserden ne şekilde korunabileceğimiz. Aslında her gün yediklerimiz ve içtiklerimizin akılcı bir şekilde düzenlenmesi bile bu konuda bize önemli avantajlar sağlayabiliyor. Birkaç hafta önce kanser konusunda “gerçek bal” ın yararlarından bahsetmiştim. Bu hafta ise çok daha sıklıkla kullandığımız bir içecek olan çayın kanserin önlenmesinde oynayabileceği rolden bahsetmek istiyorum.
Çay, beyaz, yeşil, siyah renkli olsun, tüm dünyada en fazla tüketilen içecek. Aynı bitkiden elde edilmelerine rağmen, farklı işlenme şekillerine bağlı olarak vücudumuzdaki etkileri de farklılık gösteriyor. Ortak özellikleri kuvvetli antioksidan etkileri, yani vücudumuzu zararlı serbest oksijen radikallerinin hasarına karşı korunmasında önemli rol oynuyor. Bu etkisi çayın içerisinde bulunan polifenolik yapıda kateşin bileşiklerine bağlı olarak gerçekleşiyor. Çay yapraklarının içerisinde bu tip bileşiklerinin oranı oldukça yüksek; yüzde 30 ile 42 arasında. Ancak çayın işlenmesi sırasında bu yapılarda meydana gelen değişim nedeniyle siyah çayda bir miktar azalıyor. Yapılan çalışmalarda en kuvvetli etki beyaz çay ve yeşil çayda tespit edilmiş.
Yeşil çayın sık olarak tüketildiği Uzak doğu toplumlarında yürütülen saha çalışmaları yeşil çayın kanserlerin önlenmesinde etkili olabileceğini ortaya koyuyor. Nitekim son yıllarda gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar da bu bulguları açık bir şekilde destekliyor. Özellikle yeşil çayın antioksidan etkisine bağlı olarak tümör oluşumunda ve gelişiminde rol oynayan genleri, enzimleri ve proteinleri düzenleyerek tümör oluşumunu engellediği, tümörlerin beslenmesini önleyerek kanser hücrelerinin ölümünü sağladığı tespit edilmiş.
Japonya’da yaklaşık 50 bin kişi (40 yaş üzeri) üzerinde yürütülen bir izleme çalışmasında prostat kanseri gelişimi oranının günde 1 bardak ve daha az içenlere oranla günde 5 bardak ve üzerinde yeşil çay içenlerde belirgin bir şekilde azaldığı gözlemlenmiş. Benzer bulgular ufak çaplı insan klinik araştırmaları sonuçları ile de destekleniyor.
Diğer klinik çalışmalarda günde 9 bardağa kadar yeşil çay içilmesi ile kolon kanserleri üzerinde etkili olabileceği bildiriliyor. Beyaz ve yeşil çay antioksidan etkisi ile güneşin olumsuz etkilerine karşı deriyi koruyarak deri kanserlerinin önlenmesi amacıyla da öneriliyor.
Ayrıca yeşil çay tüketiminin kanser ilaçlarının etkinliğini artırabileceğine yönelik deneysel bulgular bulunmaktadır. Özellikle meme kanserlerinde (östrojen reseptörü pozitif ve negatif) kanser ilaçlarının (tamoksifen, vd.) birlikte verilmesinin tedavinin başarısını artırabileceği yönünde araştırmalar bulunuyor.
O halde günlük yaşantımızda çaylara biraz daha fazla yer açarak kanserden korunmak için önemli bir adım atmış olabiliriz. Tabi “şekersiz” içmek koşuluyla.
Rahmani AH. et al., 2015: Implications of Green Tea and Its Constituents in the Prevention of Cancer via the Modulation of Cell Signalling Pathway. BioMed Research International Article ID 925640.
Yiannakopoulou EC, 2014: Interaction of Green Tea Catechins with Breast Cancer Endocrine Treatment: A Systematic Review Pharmacology 94:245–248.
Fujiki H., et al., 2015: Primary Cancer Prevention by Green Tea, and Tertiary Cancer Prevention by the Combination of Green Tea Catechins and Anticancer Compounds. Journal Of Cancer Preventıon 20, No. 1.
Maru GB., et al., 2016: Understanding the molecular mechanisms of cancer prevention by dietary phytochemicals: From experimental models to clinical trials. World J Biol Chem 26; 7(1): 88-99.