Zayıflamanın zamanı olur mu? -2
Son zamanlarda bir zayıflama ilacı gündemde. Önce gazetelerde “yosun hapı” olarak da bilinen sahte zayıflama ilacından 510 bin kutunun gümrük yetkilileri tarafından yakalandığı haberi yer alıyordu. Ardından bir gazetecinin (E. Geyik) kalp krizi sonucu ölmesi ile gündeme oturdu. Sağlık Bakanlığı bu ürünün piyasadan toplatıldığını bildirdi. Son olarak da Tarım Bakanlığı izinsiz olan bu tip ürünlerin kullanılmaması gerektiğini beyan etti. Bu kadar sık olarak gündeme gelen bu ürün ile ilgili bazı önemli hususları inceledim.
Öncelikle, piyasada aynı adı taşıyan, ancak bileşimleri tamamen farklı iki ayrı ürün var. Her ikisi de “bitkisel” olarak ifade edilmesine karşılık, “yosun hapı” olarak da bilinen sahte olanın içinde sadece hekim kontrolünde dikkatli bir şekilde kullanılması gereken sentetik ilaç maddesi “sibutramin” bulunuyor ve miktarı, hekimin kullandığı miktarın üç misli. Ne Tarım Bakanlığı, ne de Sağlık Bakanlığı’ndan izin almamış olan bu ürün kaçak olarak piyasaya sürülüyor, yani asalak olarak esas ürünün iznini kullanıyor. Ambalaj benzetilmiş, esas üründe “kelebek” tasarımı ve hologramlı logolar var. Sahte üründe ise kelebek yok ama benzer bir kadın tasarımı yaratılmış. Esas ürün sadece eczanelerde satılıyor. Sahtesi ise piyasada, hatta aktarlarda bile bulunuyor. Eczaneden alırken de dikkat etmek gerekiyor, çünkü ucuza vererek bazı eczanelere de girmiş durumda.
Gerçek ürün de tehlikeli mi?
“Gerçek ürün” ile sahte ürün bileşimleri arasında hiç bir benzerlik bulunmuyor. Sahtesi içerisinde kutu üzerinde yazılanlarlara ilave olarak sentetik “sibutramin” ilave edilmiş ve bu nedenle kullanılması tehlikeli. “Gerçek ürün” içerisinde yer alan bileşenler üzerindeki bilimsel çalışmaları inceledim. Öncelikle sibutramin taşımadığına dair Sağlık Bakanlığı Hıfsı Sıhha Enstitüsünden alınmış raporu var. İçerisinde dört farklı bitki yer alıyor; turunç çiçeği ve mandalina kabuğu, dut yaprağı ve bir sinameki türünün (Cassia tora) tohumları. Turunç, mandalina zaten gıda olarak kullandığımız bitkiler, dut yaprağı ise bildiğiniz gibi ipek böceklerinin besini.
Turunç çiçeği ve mandalina kabuğu, sinefrin gibi biyojen amin yapısında bileşenler taşıyor ki bu maddelerin yağ yakılmasını sağladığı, bu suretle kilo vermeyi kolaylaştırdığı ileri sürülüyor. Burada bir hususa dikkat edilmesi gerekiyor. Biyojen aminlerin kafein gibi pürin türevi maddeler ile birlikte kullanılması yağ yakılmasını hızlandırıyor, ancak yan etki riski de kontrol dışı bir şekilde artabiliyor. Nitekim Amerikan İlaç Dairesi (FDA) 2004 yılında efedrin ve kafein taşıyan zayıflama ürünlerinin kullanımını yasaklamıştı. Aynı risk efedrin ve yeşil çay taşıyan zayıflama ürünleri için de söz konusu. Çünkü yeşil çayın yağ yakıcı etkisi de içerisindeki “epigallokateşin gallat’ile kafeinin etkileşmesine dayanmaktadır. “Gerçek ürün” içerisinde ise kafein ve türevleri bulunmadığından, önerilen süre ve miktarda kullanılması durumunda, bu tip bir risk en düşük seviyededir. Kanımca bu ilacı kullananların, kafein içeren çay, kahve ve kolalı içecekleri az tüketmeleri bir önlem olarak akılda bulundurulmalı.
Bileşimde yer alan dut yaprağı ise vücutta şekeri parçalayarak glukoza dönüştüren ve bu suretle emilimini sağlayan enzimlerin (glukozidaz) miktarını azaltıcı etkiye sahip. Dolayısıyla gıdalar ile aldığımız şekerlerin parçalanarak hızla emilimi engellenmekte, dolayısıyla kan şekerinin düşmesi sağlanmaktadır. Ayrıca dut yapraklarının açlık hissini önlediği ve taşıdığı flavonoitlerin de, antioksidan özelliğine bağlı olarak, kan lipit seviyelerinin kontrolünde etkili olduğu, total gliserit, total kolesterol, LDL-kolesterolü belirgin bir şekilde düşürdüğü, HDL/total kolesterol ve HDL/LDL oranlarını yükselttiği deneysel olarak da ortaya konulmuştur.
Gerçek ürün içerisindeki diğer bileşen, Cassia tora bir sinameki türüdür. Bildiğimiz sinameki’den farklı olarak hafif bir müshil etkiye sahiptir. Son yapılan bir çalışmada, tohumlarından elde edilen çözünebilir liflerin, yağların dışkı ile atılımını artırdığı tespit edilmiş. Ayrıca kötü kolesterolü (LDL) %70’lere varan oranlarda azalttığı ve iyi kolesterol (HDL) seviyesinde ise %20’lere varan artış sağladığı belirlenmiştir.
Peki dikkat edilmesi gereken hususlar neler: Şeker metabolizması üzerindeki etkisi nedeniyle diyabet hastaları ve adrenerjik etkileri nedeniyle tansiyon hastalarının kullanmaması önerilmektedir. Ağızda kuruluk sık görülen bir şikayet, en az 2 litre su içmek gerekiyor. İştahı kestiği için başlangıçta aç kalmaya bağlı olarak baş ağrısı şikayetleri gözlenebiliyor. Egzersiz ve diyet, kalıcı bir etki sağlamak için şüphesiz yararlı olacaktır. Açlık hissedilmese bile mutlaka gerekli temel besinlerin alınması gerekir. Önerilen miktar günde bir tablet, daha hızlı zayıflama için sakın daha fazla kullanmaya kalkmayın. Unutmayın sürat felâkettir. Her zaman belirttiğim gibi, zayıflama ürünlerinin mutlaka uzman hekim kontrolünde kullanılması gerekir. Çünkü vücutta bu süreç içerisinde meydana gelebilecek değişiklikler, bilhassa kalp ve diyabet hastalarında tehlikeli sonuçlara yol açabilir.