
Yüksek kolesterol taşıyan diyetle beslenen sıçanlarda, diyetine zencefil katılan grupta yüksek kolesterol, ateroskleroz ve diğer damar hastalıkları gelişimi riskinin zencefil katılmayan kontrol grubu hayvanlara göre çok daha azaldığı, etkinin kolesterol ilacı verilen grup kadar belirgin olduğu tespit edilmiş. Yapılan çalışmalarda kan pıhtılaşmasını engelleyen ilaçlar ile (warfarin) herhangi bir olumsuz etkileşme de tespit edilmemiş. 12 sağlıklı gönüllüye 1 hafta süre ile pıhtılaşma engelleyici ilaç ile birlikte 400 mg (günde 3 eşit miktara bölünmüş halde) zencefil verilmesi ile kanın pıhtılaşma özelliklerinde tehlike yaratabilecek herhangi bir artış gözlenmemiş. Yapılan bir diğer çalışmada ise günde 1 gram zencefil ile birlikte bazı tansiyon ilaçlarının (10 mg nifedipin) verilmesinin daha iyi bir etki sağlayabileceği önerilmektedir.
Seyahatlarde bacaklarınız şişiyor mu?
Uzun süren otobüs, uçak vb. seyahatlerde çoğumuzu en çok rahatsız eden hususlardan biri sanırım uzun süreli hareketsiz kalmaya bağlı bacaklardaki şişme; bilimsel adı “venöz trombo-embolizm”. Hatta bu durum 1980’lerin sonlarında uçaklardaki ekonomi sınıfının dar koltuk aralarına izafeten “Ekonomi sınıfı sendromu” olarak adlandırılmış. Uçakta basıncın düşmesi ve uzun süre hareketsiz kalmaya bağlı olarak, kanın yapısında bazı değişiklikler meydana geldiği tespit edilmiş; bilhassa pıhtılaşma riskinin artmasına bağlı olarak da “derin ven trombozu” riski söz konusu olabiliyor. Bir çalışmada derin ven trombozu vakalarının yüzde 66’sının 4 saati aşan uçuşlarda meydana geldiği ortaya konmuş. Yapılan ön çalışmalarda zencefil ile piknogenol (bir çam cinsinin kabuklarından elde edilen kuvvetli bir antioksidan) karışımı bir tescilli formülasyonun derin ven trombozu riskini önemli ölçüde azaltabildiği gösterilmiş. Karışımdaki her iki bileşenin de kanın pıhtılaşmasını önleyici ve ödem giderici etkilerine bağlı olarak yararlı olması mümkün.
Zencefilin kanser üzerindeki etkisi var mı?
Bir kaç yıl kadar önce hayvanlar üzerinde yapılan iki çalışmanın sonuçları basında epey ilgi çekmişti. İnternette de “zencefil” ve “kanser” anahtar kelimeleri ile yapılan aramada da oldukça fazla sayıda başlık ortaya çıkıyor. Hemen hepsi aynı çalışmaları referans göstererek zencefilin kansere iyi geldiğini bildiriyor. Ancak bu çalışmalar bakıp da zencefilin insanlarda da doğrudan kanser tedavisinde etkili olacağını söylemek mümkün değil. Hindistan’da kolon kanseri vakalarının az olmasını bu ülkede zencefilin çok kullanılması ile ilişkilendiren bir çalışmada, ağız yoluyla 4 ay boyunca zencefil ekstresi verilen deney hayvanlarında bir kolon kanseri modeli üzerinde belirgin etki gözlenmiş. Çalışma sonucunda zencefilin kolon kanseri üzerinde önleyici etkisi bulunabileceği vurgulanıyor. Ancak bu sadece bir ön bulgu.
Bir başka çalışmada ise, zencefilin içerisindeki bir bileşenin (6-gingerol) farelerde tümör hücrelerine doğrudan uygulanması ile tümör hücresinin kan ile beslenmesini engellediği ve dolayısıyla tümörün ölmesini sağladığı gözlenmiş. Bu aşamada böyle bir uygulama klinik olarak mümkün değil tabi. Kanser tedavisi için üzerinde durulan bileşik işte bu “6-gingerol”, bu maddenin özellikle kuvvetli antioksidan ve iltihap giderici etkileri tespit edilmiş (COX-2 ve NF-kappaB üzerinde azaltıcı etkisi). Zaten COX-2 inhibitörlerinin kolon kanserlerinde önleyici etkisi üzerinde duruluyor, yani yukarıdaki çalışmayı da destekleyen bir bulgu.Üç haftadır bahsettiğimiz hemen hemen tüm etkilerin bu maddeden kaynaklandığının bilmem farkında mısınız?
Zencefilin zararı var mı?
Zencefil dünya sağlık yetkili kurumlar tarafından genel olarak güvenilir (GRAS) olarak nitelendirilmektedir. Her zaman olduğu gibi kullanılacak miktarın abartılmaması gerekir. Yüksek miktarlarda kullanılması durumunda mide ekşimesi, günlük altı gramın üzerinde ise midede tahriş oluşturabileceği uyarılıyor. Yine fazla kullanılması halinde ayrıca ciltte döküntüler, kalp ritim bozuklukları, sinir sistemi üzerinde depresif etki görülebilmektedir. Diğer taraftan, önerilen dozlarda uygulandığında kişilerin kullandığı diğer ilaçlar ile herhangi bir etkileşme bildirilmemiş. Ancak yine de yüksek miktarda kullanıldığında kan sulandırıcı veya pıhtılaşma önleyici ilaçlar (warfarin) ile etkileşme riski ortaya çıkabilir.
Zencefilin safra söktürücü etkisi nedeniyle de safra kesesi çıkarılmış hastalarda böbrek ağrısına benzer ağrılar görülebilmektedir. Bu gibi durumlarda endişelenmeye gerek yok, zencefil kullanımı kesilince bu ağrı da kaybolur. Tabi safra taşı olan kişilerde de “safra söktürücü” etkisine bağlı olarak taşın kanala düşerek tıkanmasına yol açabileceği göz önüne alınmalıdır.
Sonuç olarak, üç haftadır incelediğimiz zencefilin sadece bir baharat olarak değil, bir deva olarak da sağlığımız üzerinde önemli yararları bulunduğu, halk arasında önerilen kullanım alanlarından önemli bir kısmını destekleyen bilimsel verilerin sağlandığını görüyoruz. Ancak bir baharat olarak yemeklerimizde kullanmamıza rağmen miktarı abartmamak, kullanılacak miktarın artması durumunda bazı risklerin ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekir.