
Serbest radikaller/reaktif oksijen türlerinin bir çok biyolojik olayda rol oynadığını, yaşlanmamız da dahil iltihaplanma, kanser gibi önemli hastalıkların oluşumuna yol açan başıca etkenler arasında yer aldığını artık hepimiz biliyoruz. Vücudumuzda bu oksidatif stresin olumsuz etkisi giderecek çeşitli savunma sistemlerimiz bulunmasına karşılık, çeşitli etkenlere bağlı olarak yetersiz kalması söz konusu olabiliyor. Bu olumsuz etkenler arasında sigara içmek, kalıtsal etkenler, aşırı stres yükü gibi etkenler en başlıcaları.
Bilimsel çalışmalar arasında yeni bir klinik çalışma ilgimi çekti. 22 gönüllüye çeşitli derecelerde seyreltilmiş lavanta yağı ve biberiye yağı koklatılarak 5 dakika sonra tükrüklerinde serbest radikal süpürücü etki ile kortizol hormonu, immünoglobulin A ve alfa-amilaz seviyelerindeki değişim ölçülmüş. Ölçüm sonuçları ilginç; immünoglobulin A ve alfa-amilaz seviyelerinde herhangi bir değişim görülmemesine karşılık, stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonu seviyesinde belirgin bir düşme sağlanmış, tükürüğün antioksidan etkisi ise kuvvetlenmiş.
Lavanta yağı, daha önce de bahsettiğim gibi, esterler bakımından zengin olup parasempatik sinirleri kontrol ederek rahatlamayı sağlamakta, bu bakımdan aromaterapide uyku sorunlarında sıklıkla kullanılmaktadır. Yatıştırıcı ve konvülsiyonları giderici etkisi bilimsel olarak ortaya konulmuştur. Biberiye yağı ise oksitler ve monoterpenler bakımından zengin olup sempatik sinirleri uyarmaktadır. Bu bakımdan hafızayı kuvvetlendirmek, yoğunlaşmayı artırmak amacıyla kullanılmaktadır. Diğer taraftan, hoş olmayan bir kokuya sahip olan izovalerik asitin (ayak kokusu) tükürükte tam tersi bir etki gösterdiği, serbest radikal süpürücü etkiyi artırmadığı, stres hormonu olan kortizolü ise artırdığı görülmüş.
Hepimiz güzel ve hoşlandığımız kokuların bizi canlandırdığı hissine kapılırız. Bu çalışma bu hissin bir bilinçaltı olay olmadığıni, etkisini doğrudan vücut işlevlerini etkileyerek gösterdiğini açıkça ortaya koyuyor. Ancak sürekli olarak bu kokuları koklamanın yarardan ziyade zarar verebileceğini hatırlatmakta yarar var. Seyreltilmeden kullanılan uçucu yağlar uzun ve sık kullanılması halinde solunum sistemini tahriş edebilir. Zaten bu çalışmada da 10-1000 defa seyreltilmiş yağlar kullanılmış.