Yapılan çalışmalar, 40-70 yaşları arasındaki erkeklerin yüzde otuzbeşinin orta dereceden başlayarak tamamen işlevsizliğine kadar varan önemli cinsel yetmezlik sorunları yaşadığını ortaya koyuyor. Tahminlere göre, şu an dünyada 170 milyon erkeğin erektil işlev yetmezliği sorunu yaşadığı ve bu sayının 2025 yılında 322 milyona erişeceği bildiriliyor. Dolayısıyla, cinsel güç üzerinde etkili ürünler piyasası çok yüksek bir kazanç potansiyeline sahip. Ancak insanları kandırılmasının, daha da önemlisi zarar görmesinin önlenmesi için cinsel sorunlar üzerinde etkinin bilimsel olarak da desteklenmesi gerçekten son derece önemli bir konu. Bir kaç haftadır devam eden yazılarımızda cinsel sorunlar üzerinde etkili olduğu ileri sürülen doğal ürünler, bilhassa bitkisel ürünlerin etkili olup olmadığını ortaya koyan bilimsel çalışmalardan bahsediyoruz. Bu hafta inceleyeceğimiz bitkisel ürün ise “safran”.
Safran ve erektil işlev yetmezliği
Safran, Latince bilimsel adı ile Crocus sativus, özellikle Hindistan’dan başlayarak ülkemiz de dahil Yunanistan’a kadar bölgede çok popüler olan bir bitkinin kırmızımsı sarı renkli dişi çiçek kısımları (stigma). Ülkemizde de bir aralar yaygın kullanımı nedeniyle yetiştirilmiş ve Safranbolu’ adı da buradan geliyor. Şimdi Yunanistan’da ve İran’da yetiştirilerek pazarlanıyor. Safranın içerisinde uçucu maddeler (safranal), acı maddeler (pikrokrosin) ve kırmızı rengini veren renkli (krosin) bileşikler bulunuyor.
Safran’ın bilimsel olarak ortaya konulmuş önemli yararları söz konusu; depresyon giderici, tümör önleyici, hafızayı güçlendirici, öğrenmeyi kolaylaştırıcı, iltihap giderici, ağrı giderici ve kasılmayı önleyici etkileri bulunduğu hayvanlar üzerinde yürütülen çalışmalar ile gösterilmiş. Şüphesiz bu saydığım yararlarına bakarak hemen safranı her derde deva bir ilaç gibi tanımlamak mümkün değil, ama önemli sayılabilecek etkileri bulunduğu gözardı edilmemeli. Yapılan bir çalışmada içerisindeki bileşenlerden safranal’in depresyon giderici etkisi bulunduğu tespit edilmiş. Bilhassa kanserler üzerinde koruyucu bir rolü bulunup bulunamayacağı konusu üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Bu bakımdan “safranlı pilav” ya da “zerde” yemenin hiç de zararı olmaz. Ancak safran kıymetli bir ürün olduğundan piyasada sahtesi de bol. Bu nedenle satın alırken ya da safranlı olduğu söylenen ürünleri kullanırken dikkatli olmak gerekiyor. Bilhassa kurutulmuş aspir çiçekleri (Carthamus tinctorius) görüntüsü bakımından safrana çok benzediğinden katıştırma amacıyla kullanılıyor.
Geleneksel tebabette, safranın önemli yararları arasında “cinsel gücü artırıcı” özelliği ön plana çıkmaktadır. Bilhassa İran ve Osmanlı kültürlerinde bu derece önemli olması sanırım bu nedenle. Yeni yayınlanan bir çalışmada, deney hayvanlarında safranın sulu özütü ve bileşenlerinin (krosin ve safranal) etkisi sildenafil (viagra) ile karşılaştırılmış. Deney sonucunda safranın sulu özütü ve etkili bileşenlerinden krosinin sıçanlarda kızışma sıklığı ve ereksiyon sıklığını artırdığı belirgin bir şekilde artırdığı, diğer bileşeni olan safranal’in ise etkisiz kaldığı gözlenmiş. Kullanılan miktara bağlı olarak safranın sulu özütü ve krosin’in sildenafil’den daha etkili olduğu sonucuna varılmış. Ancak cinsel gücü artırmak amacıyla safran kullanılmasının bazı zorlukları var; bunlardan birincisi “Gerçek safran temini” ve diğeri ise “Yüksek maliyet”.