
Yine gazetelerde likopen ile ilgili bir haber başlığı dikkatimi çekti: “BİLİM adamları her gün bir kase domates çorbasının spermleri hareketlendirdiğini ve kısırlık şikayetlerinin bu yolla azaltabileceğini açıkladı.” Haberde bilimsel çalışmalar ile likopenin erkeklerde sperm sayısını ve sperm hareketliliğini önemli oranda artırdığının gözlendiği bilgisi yer alıyordu. Gazetedeki haber başlığı ve içeriği bu şekilde. Şimdi kimbilir kaç kişi (milyon!) domates çorbası içiyor?
Yayınlanan makalenin orijinaline ulaştım (British Journal of Urology International, haziran 2007), bakalım orada da aynı sonuç vurgulanmış mı diye. Çalışmada sağlıklı gönüllülerde (kısırlık teşhisi olan değil) domates ürünlerince zengin bir beslenme rejimi uygulandıktan sonra toplanan kan ve seminal plazma örneklerinde domatesin meşhur karotenoiti olan “likopen”in miktarı tayin edilmiş. Sonuçta bu beslenme rejiminin spermlerde likopen miktarını arttığı, ancak spermlerdeki antioksidan kapasitede belirgin bir değişim gözlenmediği tespit edilmiş. Araştırıcıların sonuç cümlesi şu şekilde: “Bu bulguların, kısırlık şikayeti olan erkeklerde sperm hareketliğininin artırılması bakımından bir yararı bulunup bulunmadığını tespit edebilmek için ayrıntılı çalışmalar yapılmalıdır”. Gazete başlığı ile bir benzerliği var mı? Aynı benim üç hafta önce yazdığım örnekte olduğu gibi. Olmayan bir sonuç çıkarılmış!
Anahtar kelime “abartmadan ve sürekli”
Meyva ve sebzelerin sağlığın korunmasında yeri yadsınamaz.Ancak kullanımında anahtar kelime “Süreklilik” ama “miktarı abartmadan” olmalı. Bilhassa antioksidanlar ile ilgili yapılan bilimsel yayınlar incelendiğinde, büyük bir karışıklığın söz konusu olduğunu görürsünüz. Bir çalışmada “çok etkili” olarak tanımlanan sonuçlar, diğerinde “etkisiz” olarak değerlendirilmekte. Mesela, Çin’de yapılan son bir çalışmada 130 prostat hastası ve 274 kontrol grubunda yapılandırılmış sorgulama yöntemi ile elde edilen sonuçlar da likopenin prostat kanser gelişimini önemli ölçüde azaltabileceği şeklindeyken, Amerika’da yapılan bir çalışmada bir yıl süre ile likopen verilen, daha önce prostat kanseri tedavisi görmüş hastalarda tekrar artış gösteren prostat antijeni üzerinde herhangi bir belirgin değişikliğe yol açmadığı şeklinde.
Bu farklı sonuçların başlıca nedeni, daha önce de vurguladığım gibi, yöntem, uygulama ve yorum hatalarından kaynaklanıyor. Oldukça yüksek sayıda hasta üzerinde yürütülen sorgulama analizlerinde de, önemli antioksidanlar olarak kabul edilen, yeşil çay ve likopen taşıyan meyve ve sebzelerin altı ay veya 12 ay gibi süreler ile değil, ancak “alışkanlık halinde” yani sürekli olarak kullanılması halinde kanser gelişimini önemli oranda önleyebileceği sonucu çıkmakta.