Bağışıklık sistemini destekleyerek soğuk algınlığı dahil bir çok rahatsızlığa karşı vücudun direncini artıran doğal formülasyonlardan biri de Echinacea (Ekinasya)’nın, bağışıklık sistemi üzerinde etkisi Alman araştırıcılar tarafından bilimsel çalışmalar sonucu keşfedilmiştir. Yani bir halk ilacı değil. Bitki Türkiye’de doğal olarak yetişmediği için Türkçe ismi bulunmuyor. Bu nedenle, Latince bilimsel ismi olan “Echinacea” veya bunun Türkçe okunuşu olan “Ekinazya” olarak adlandırılıyor. Bilimsel çalışmalar ile bağışıklık sistemi üzerinde etkinliğini ortaya konulmuş ve özellikle “Üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak ve tedavisine yardımcı olmak” üzere öneriliyor. Tedavide kullanılan üç bitki türünden Echinacea angustifolia ve Echinacea pallida köklerinden hazırlanan formülasyonların “Tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonlarında” kullanımı önerilirken, Echinacea purpurea bitkisinin topraküstü kısımlarının taze halde sıkılması ile elde edilen usare “hem üst solunum yolu enfeksiyonları ve hem de alt üriner sistem enfeksiyonlarında” kullanılmaktadır. Bu bakımdan, bilhassa sık sık tekrarlayan idrar yolları rahatsızlıklarında kullanılması gereken ilacın E. purpurea’dan elde edilmesi gerekir.
Bitkinin soğuk algınlığından koruyucu ve tedavi edici olarak etkinliği yeterli sayıda deneysel çalışmalar ve oldukça yüksek sayıda denek üzerinde yürütülen klinik çalışma ile ortaya konulmuş. Bu konuda yayınlanmış 30’un üzerinde kontrollü klinik çalışmada “soğuk algınlığı” belirtilerinden koruma oranının %20-35 arasında değiştiği gözlenmiş. Önemli bir kısmında ise soğuk algınlığının daha hafif geçmesini sağladığı görülmüş. Yani bu ilacı kullanan bir kişinin soğuk algınlığına yakalanmayacağı düşünülmemeli; ancak hastalanma sıklığı ve hastalığın süresinde belirgin azalma sağlanıyor. Bu klinik çalışmalar bir yana, benim bu bitkiye olan olumlu bakışım 20 yıl kadar öncesine dayanıyor. Hocamın oğlu çocukluğunda oldukça sık soğuk algınlığı, tifo dahil her tür enfeksiyonlu hastalığa yakalanıyordu. O zamanlar Almanya’da bulunan bu ilacı kullandıktan sonra sorun önemli ölçüde giderildi.
Echinacea formülasyonlarının etkisinin ortaya çıkması için en az 2-3 hafta süre ile sürekli kullanılması gerekir. Ancak 2 aylık bir süreden daha uzun kullanılmaması öneriliyor. Benim önerim, mevsim dönümlerinde eylül-kasım ve şubat-nisan dönemlerinde iki kür şeklinde uygulanması şeklinde. Bir de sıvı formülasyonlarının (şurup vd.) daha etkili olduğu belirtiliyor. Ama şurup şişesinin tüm gün yanımızda gezdirmek mümkün değilse, o zaman evde bulunulduğu süre içerisinde sıvı şeklini, dışarıda bulunulduğu süreçte ise kapsül veya tablet şeklini kullanmak uygun olabilir.
Yeterli deneysel bilginin bulunmaması nedeniyle Ekinazya formülasyonlarının hamile ve emzirenlerde kullanılmaması belirtilmekle beraber, 500 hamile kadın üzerinde yapılan bir izleme çalışmasında yenidoğan bebeklerde herhangi bir olumsuz cevap görülmediği bildirilmektedir. Ancak bu konuda daha fazla bilimsel bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır.
Genel olarak Ekinazya yan etki bakımından güvenilir bir bitki. Bildiğimiz papatya ile aynı aileden olması nedeniyle bazı kaynaklarda, papatya alerjisi olanlarda dikkatli olunması gereği kayıtlıdır.