Gıdaların sağlığın korunmasındaki yeri ve önemi tartışılamaz. Tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat da “Bırakın besinler ilacınız olsun” sözleri ile gıdaların önemini 2500 yıl önce vurgulamıştı. Giderek artan bilimsel bulgular ile bu konuda her geçen gün yeni beslenme eğilimleri ortaya konuluyor. Hepsi DAHA SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN. Günümüzde ticari yaklaşımlar ile bazı besinlerin veya bunlardan elde edilen bazı bileşenlerinin “İşlevsel gıda” veya “fonksiyonel gıda” adı altında ilaç gibi pazarlanması son derece popüler oldu. Ancak İLAÇ ile BESİN arasındaki hassas çizgiye dikkat etmek son derece önemli. Besin olarak tüketilen bir ürünün sağlık için riskler taşımayacağı asla düşünülmemeli. Aynı şekilde, besinlerin ilaç yerine tedavi amacıyla etkin kullanımı da söz konusu olamaz. İlaçların tedavi amacıyla ve besinlerin sağlığın korunması amacıyla kullanımındaki anahtar kelime “YETERLİ MİKTAR”dır. Asla gerektiğinden fazlasının daha yararlı olabileceği düşünülmemeli.
Artık ilaç almak için Eczane yerine manava, bakkala mı gideceğiz?
Temmuz 2006’da Resmi Gazetede yayınlanan ETİKET TEBLİĞİ ile Gıda maddelerinin etiketleme koşulları yeniden tanımlandı. Böylece bazı gıdaların üzerine “ilaç gibi ifadeler” konulabilmesine izin verildi. Son zamanlarda bu tebliğin sonuçlarını sık sık görüyoruz.
Bu tanım içerisinde yağ veya kolesterol içeriği azaltılmış gıdaların etiketine “kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur” ibaresi yazılması onaylanmış oluyor. Yani düşük yağ içeriğine sahip “LIGHT” olarak tanımlanan ve market raflarından alacağınız “DİYET PEYNİR”, “diyet bisküvi”, “light yoğurt”, ...” ürünlerin üzerinde bu ibareler yer alabilecek.
Aynı şekilde sodyum içeriği azaltılmış tuz üzerinde de “Yüksek tansiyon riskinin azaltılması, kalp ve sağlığının korunmasına yardımcı olur” ifadesi yer alabilecek. Düşünün tuz alıyorsunuz ve üzerinde kalp ve damar sağlığı ile ilgili ilaç gibi ifadeler bulunuyor. Şimdi biraz daha kötümser düşünelim; hekimin yazdığı tansiyon ilacının kullanma talimatını okuyan hasta benzer ifadelerle karşılaştığında “sodyumu azatılmış tuz da aynı etkiyi yapıyormuş, bu kadar pahalı ilaca para vermek yerine tuz kullanırım daha iyi!” diye düşünür mü? Olur mu olur!
Diş fırçalamaya paydos!
Şeker yerine tatlandırıcı (sorbitol vb. polioller) taşıyan ürünler üzerine de “diş sağlığının korunmasına yardımcı olur” ibaresi konulabilecek. Dişinizi fırçalamanıza gerek yok, diyabetliler için hazırlanan reçel, çukulata gibi ürünleri yerseniz dişleriniz sağlam kalır!
Sağlam kemikler
Yüksek kalsiyum taşıyan gıdalara da “Kemik ve dişlerin gelişmesine ve kemik sağlığının korunmasına yardımcı olur” ibaresi konulabilecek. Ancak kalsiyumun vücut için yararlı olabilmesi için “vücuttan emilebilir” bir şeklinin kullanılması gerekir. Ayrıca böbrek, safra vb. organlarda taş oluşumunu tetiklemek gibi söz konusu olabilecek riskleri de göz önünde bulundurmak gerekir.
Bağışıklık sisteminizi koruyun
Prebiyotiklere (keten tohumu gibi) ve lifli gıdalara ise “sindirim ve bağışıklık sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur” ibaresi konulacak. Bu durumda keten tohumu veya kepekli ekmek üzerinde bu ifadeleri gördüğünüzde şaşırmayın. Bağışıklık sistemini nasıl düzenliyor diye sorarsanız; lifli yapısı nedeniyle bağırsaklarda yararlı laktik bakterilerin (Laktobasil, Bifidobakter, vd.) gelişimini destekler, gelişen bakteriler de bağışıklık sistemini uyarır.Tabi burada daha önce behsettiğimiz Nasrettin Hoca fıkrasını anımsayalım. “Peşin sağlığı görünce gülersiniz değil mi!”
Artık yüksek kolesterol dert değil mi!
Daha önce probiyotik yoğurtların sindirimi, bağırsak ritmini ve bağışıklık sistemini düzenlediği şeklindeki yoğun reklamlar nedeniyle uyarı alan firmalar, bu tebliğin yürürlüğe girmesi ile özel yoğurtların “kolesterol oranını yüzde onbeş oranında düşürdüğü” şeklinde kesin bir ifade ile reklamlar yaptılar. Bu kadar kesin bir ifade ilaçlar için bile kullanılamazken, gıdalar için kullanılması ne derecede doğru?