Mürver bitkisi, ülkemizde halk arasında daha ziyade yapraklarından eklem ağrılarının hafifletilmesinde ve soğuk algınlığında terletici olarak yararlanılmakta, kaynatıldıktan sonra ılık suyu içerisinde banyo alınmakta ve yaprakları da ağrıyan eklemlere sarılmaktadır. Yapılan bazı önklinik çalışmalarda bitkinin siyah meyvelerinin grip virüsü (influenza A ve B) üzerinde etkili olduğu ortaya konulmaktadır. Bitkinin meyvelerinde bulunan flavonoitlerin influenza H1N1 virüsü üzerine yapışarak etkisini gösterdiği tespit edilmiş. Bildiğiniz gibi H1N1 virüsü bu senenin en popüler konularından, domuz gribi ile aynı aileden. Yeni yayınlanan bir çalışmada ise bitkinin meyvelerinden özel şekilde hazırlanan bir özütün influenza H1N1 virüsü üzerindeki etkisi insanlar üzerinde denenmiş.
Son 24 saat içerisinde grip benzeri şikayetler ile hastaneye başvuran ve başağrısı, ateş, kas ağrısı, öksürük, balgam ve burunda akıntı şikayetlerinden en az üçü belirlenen 16-60 yaşları arasındaki hastalar seçilmiş. Bu gönüllüler gelişigüzel şekilde gruplandırılarak (bilgisayar randomizasyonu), 32 hastaya özel mürver özütü ile hazırlanan yavaş çözünen pastil şeklindeki ilaç ve diğer 32 hastaya ise aynı görünüş ve lezzette mürver özütü içermeyen pastiller verilmiş. Pastiller 2 gün süre ile günde 4 defa yemek sonrası ve gece yatmadan önce verilmiş ve hastalarda yukarıdaki başlıca grip şikayetlerindeki değişim izlenmiş (VAS-görsel analog dereceleme ile).
Yapılan değerlendirmelerde, mürver özütü verilen gruptaki hastalardan başlangıçta 15’inin ve boş ilaç verilen grupta 9’unun yüksek ateşi bulunduğu tespit edilmiş. 24 saat içerisinde mürver grubundaki hastalarda beden ateşinin istatiksel olarak belirgin bir şekilde düştüğü, 2 günlük uygulama sonucunda mürver verilen gruptaki tüm hastalarda ateşin normal seviyelerde seyretmesine karşılık, boş ilaç verilen gruptaki hemen hemen tüm hastalarda (2’si hariç) yüksek ateş şikayetinin sürdüğü gözlenmiş.
Başağrısı şikayetleri ile ilgili gelişmeler de aynı şekilde seyretmiş. İlk 24 saat içerisinde mürver grubunda belirgin bir şekilde şikayetler azalmış. 48 saatlik tedavi sonucunda mürver verilen gruptaki hastaların yüzde 78’in başağrısı şikayetinin kalmadığı, yüzde 22’lik kısmında ise başağrısının hafif bir şekilde sürdüğü gözlenmiş. Boş ilaç verilen grupta ise başağrısı şikayetlerinin devam ettiği belirlenmiş.
Aynı şekilde burun tıkanıklığı şikayetleri de belirgin şekilde önlenmiş, 48 saat sonunda hastaların yarısında burun tıkanıklığının tamamen giderildiği, boş ilaç grubunda ise -2 hasta hariç- şikayetlerin daha da arttığı tespit edilmiş. Ancak mürverin öksürük şikayetleri üzerinde yeterince etkili olmadığı bildiriliyor. Mürver verilen grupta boş ilaç grubuna oranla öksürük şikayetlerinde azalma görülmesine karşılık bu gelişme istatiksel olarak belirgin bulunamamış.
Sonuç olarak, hiç şüphesiz, bu çalışma bir ön değerlendirme niteliğinde. Daha ayrıntılı, yüksek sayıda hasta katılımı ile yürütülecek araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak, virüsler üzerinde etkili ve güvenilir ilaç seçeneklerinin henüz fazla çeşitli olmadığı düşünüldüğünde mürver bitkisinin mevcut virüs tedavilerine etkili bir alternatif olup olamayacağının ayrıntılı olarak incelenmesi gerekir.
Bu arada bir hususa dikkatinizi çekmek isterim. Yukarıda bahsettiğim çalışmada 2 günlük uygulama sürecinde herhangi bir yan etkinin gözlenmediği bildirilmektedir. Ancak bu çalışmada kullanılan özel şekilde hazırlanan bir mürver özütüdür. Mürverin siyah meyveleri siyanogenetik glikozitler (sinigrin vd.) taşımaktadır ve fazla miktarda tüketilmesi bilhassa çocuklarda zehirlenmelere yol açabilir.