Yeni yapılan bir çalışmada Pırasa yapraklarının alkollü özütü deneysel olarak şeker hastası yapılmış farelerde 14 gün süre ile uygulandığında pankreastan insülin salınımını artırarak kan şekerini düşürdüğü, etkisinin şeker ilacından (glibenklamid) daha kuvvetli olduğu tespit edilmiş. Bu etki şekli bakımından sarmısak ile aynı özellikte. Bu nedenle, şeker hastalarının pırasa yediklerinde kan şekerini kontrol etmeden şeker ilacı kullanmaları ya da insülin enjekte etmeleri kan şekerinin aşırı düşmesine yol açabilir.
Soğan ve sarmısağın kan şekeri üzerindeki etkisi
Esasında sarmısak (Allium sativum), soğan (Allium cepa) ve pırasa (Allium porrum) aynı aileden. Sarmısak ve soğanın kan şekerini düşürdüğü deneysel olarak ortaya konulmuş. Taze soğan ve sarmısak ayrı ayrı oda ısısında herhangi bir ısı uygulanmadan su ile ekstre edilmiş ve elde edilen özüt deney hayvanlarına dört hafta süre ile verildiğinde, diyabetik yapılmış deney hayvanlarındaki şeker seviyesinin normal seviyeye indiği, karaciğer (enzim seviyeleri) ve böbrek fonksiyonlarının düzeldiği (üre, kreatinin, bilirubin) gözlenmiş. Tabi, yemek hazırlarken ısı uygulandığında ısıya dayanıksız etkili bileşenleri önemli ölçüde bozunduğundan bu yararları pek belirgin olamamakta.
Zencefilin eklem romatizması hastalarında etkisi
Zencefilin eklem romatizması hastalarında ağrıyı azaltığından daha önce de bahsetmiştim. Yeni yapılan bir çalışmada (2008) zencefil ekstresinin bu etkisi 80 hasta üzerinde denenmiş. 52-64 yaşları arasında 61 erkek ve 19 kadın gönüllü, bilimsel şekilde gruplandırılarak (randomize) 40’ına iki ay süre ile hazırlanan zencefil ekstresi, geri kalan 40’ına ise iltihap giderici bir ilaç (ibuprofen) verilmiş. Birer aylık dönemlerde yapılan kontrolllerde hastaların ağrılarında, eklemlerdeki şişkinlik ve hareket yeteneğindeki değişimler takip edilmiş. Sonuçta, yapılan ölçümlerinde zencefil ve ibuprofenin aynı derecede etkili olduğu, bilhassa eklem ağrısının önemli ölçüde azaldığı tespit edilmiş. Burada bir önemli noktaya dikkati çekmek istiyorum. Daha önce 2001 yılında yayınlanan bir bilimsel çalışmada (randomize, plasebo kontrollü) 75 gönüllüye, yine yukarıda bahsettiğim çalışmadaki miktarlarda zencefil ve ibuprofen verilmiş ve üç haftalık uygulama sonucunda zencefilin etkisinin boş ilaç verilen gruptan farklı olmadığı, yani etkisiz olduğu sonucuna varılmıştı. Her iki çalışmayı karşılaştırdığımızda dikkatimizi çeken fark “uygulama süresi”. Nitekim, bu son çalışmada birinci ayda gözlenen sonuçları ikinci aydakiler ile karşılaştırdığımızda, bilhassa eklem şişkinliği ve hareket kabiliyeti gibi özelliklerde ilk ay herhangi bir gelişme sağlanamadığı, etkinin ikinci ayda belirgin bir şekilde kuvvetlendiği görülüyor.
Zencefil bileşenlerinin iltihap ve ağrı giderici özellikleri daha önce yapılan deneysel çalışmalar ile de ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmuştu. Bu bakımdan faydanın tam olarak sağlanabilmesi, sonuçların daha belirgin bir şekilde görülebilmesi için klinik çalışmalarda doğru uygulama şekli ve süresinin ne kadar önemli olduğu bu iki çalışma ile de net bir şekilde ortaya konuluyor.
Diğer taraftan, her iki çalışmada da net bir şekilde ortaya konulan sonuç, zencefilin önerilen miktarlarda kullanıldığında “yan etki” bakımından son derece güvenilir olduğu, sentetik iltihap gidericilerde gözlenen şikayetlerin, bilhassa mide kanaması riskinin görülmediği belirtilmektedir.