
Bilhassa tatlı ve kurabiyelere ilave ettiğimiz tarçının 4000 yıl önceki eski Çin yazıtlarında da baharat olarak kullanılışına rastlanmaktadır. Aslında piyasada iki tip tarçın kabuğu bulunmaktadır; Çin tarçını ve Seylan tarçını. İkisini de görüntüsünden ayırt etmek mümkün: Çin tarçını (Cinnamomum cassia) kalın kabuk görüntüsünde iken, Seylan tarçını kurutulmadan önce dıştaki mantar tabakası ve altındaki tabaka (parenkima) soyulduğu için sert kıvrılmış ve içiçe geçmiş ince çubuklar halindedir. Her ikisinin de aromasının veren uçucu yağında bulunan “sinnamil aldehit”tir; ancak baharat olarak makbul olan Seylan Tarçınıdır (Cinnamomum zeylanici); uçucu yağında bulunan az miktardaki öjenol nedeniyle kokusu daha güzeldir. İyi kalite tarçın kabuğu genç sürgünlerin kabuklarından elde edilir. Yaşlanmış sürgünlerden elde edilen, ya da yukarıda bahsi geçen türler dışındaki türlerden elde edilen tarçın aroma olarak daha düşük kalitelidir. Esasında Tarçın kabuğu dendiğinde Amerika’da Çin tarçını, Avrupa’da ise Seylan tarçını anlaşılmaktadır.
Güzel aromasının yanı sıra, tüm baharatlar gibi sağlığımız üzerinde de katkıları bulunuyor, tarçının. Çeşitli kaynaklarda, sindirimi kolaylaştırdığı, karın sancısını giderdiği, sürekli diyare durumu, soğuk algınlığı, romatizma, böbrek hastalıkları, yüksek tansiyon ve kadınlarda bazı jinekolojik şikayetler üzerinde etkili olabileceğine dair kayıtlar var. Peki bunların hangileri bilimsel olarak incelenmiş? Bu konuda mevcut bilgileri ve yorumlarımı sizlere aktarmaya çalışacağım.
Tarçının zararı var mı?
Öncelikle, güzel aromalı bir baharat olan tarçının da, zararsız olabileceği düşüncesi ile yüksek miktarlarda ve sürekli kullanılmaması gerektiğini belirtmek isterim. Sıçanlarda yapılan bir çalışmada 90 gün sürekli tarçın verilmesi ile karaciğer ağırlığında azalma gözlendiğine dair bir çalışma var. Dolayısıyla olası bir riski gözardı etmemek gerekir. Ancak, “tarçın zararlıymış” gibi saçma bir yorumda bulunmanızı da istemem. Hassas kişiler haricinde, normal miktarlarda ve sıklıkta bir kullanım ile böyle bir risk söz konusu değil.
Tarçınlı muhallebinin kan şekeri üzerinde etkisi!
2007 tarihli ve İsveç’te yapılan bir çalışmada 14 sağlıklı gönüllüde tarçın (6 gram) ilave edilmiş ve edilmemiş pirinçli puding verilerek mide boşalma süresi ve yemek sonrası kan şekeri seviyeleri ölçüldüğünde, tarçının kan şekerini belirgin olarak düşürdüğü ve midenin boşalma süresini geciktirdiği tespit edilmiş, ancak bu etkinin kişinin kendisini doymuş hissetmesi üzerinde belirgin bir yararı tespit edilememiş. Bu çalışmadan çıkarabileceğimiz sonuç, muhallebinin üzerine tarçın serpilmesi ile kan şekerinin ani yükselmesinin önlenebileceği, yani diyetlerde yararlı olabileceği. Ama diyabetli hastalar için bu kullanım söz konusu değil, şüphesiz.
Peki, “Tarçın diyabetli hastalarda kan şekerini düşürebilir mi?”. Sanırım son zamanların dikkati çeken konularından biri; kimi çalışmalar etkili derken, bir kısmı etkisiz diyor. Bu konu uzun bir tartışmayı gerektiriyor.