
Zerdeçal kanser tedavisinde bir umut mu?
Baharatların yemeklerimize kazandırdığı güzel lezzet ve aromanın ötesinde sağlığımız için de önemli yararları bulunduğu deneysel çalışmalar ile de ortaya konuluyor. Baharatların yararlarını ortaya koyan bu bilimsel çalışmaları incelediğimiz yazılarımızda şimdiye kadar karabiber, tarçın ve zencefil üzerinde yayınlanmış çalışmalar ile etkinliğini yorumlamaya çalıştık. Bu hafta, Türkçe’de “zerdeçal, zerdeçöp, Hint safranı” gibi isimler ile bilinen ya da İngilizce “turmeric” olarak adlandırılan bir baharattan bahsetmek istiyorum.
Zerdeçal, (Latince adı; Curcuma longa) zencefil ile aynı bitki grubundan, yani akrabası (Zingiberaceae). Uzakdoğu’da yetiştirilen tropik bir bitki. Esasında Türk yemek kültüründe diğerlerine göre daha az aşina olduğumuz bir baharat. Suda kaynatılıp kurutulmuş kökleri (rizom) öğütülerek Hintlilerin meşhur baharat karışımı “köri”nin temelini oluşturuyor. Köriye karakteristik koyu sarı rengini ve lezzetini veren de zerdeçal. Bu sarı rengi nedeniyle peynirler, tereyağı gibi gıdaların haricinde deri ve giysi gibi malzemelerin renklendirilmesinde de yararlanılıyor. Bu nedenle Hint safranı olarak da adlandırılıyor. Bilhassa çorba, tavuk, balık çorbası/güveci gibi yemeklerde aranılan bir çeşni.
Zerdeçalın geleneksel tedavilerdeki kullanılışları
Zerdeçalın geleneksel uzakdoğu tedavilerinde ayrı bir yeri bulunduğu belirtilmekte ve yüzlerce yıldır çeşitli amaçlar ile kullanılmaktadır. Hint tedavi sistemi olan Ayurveda’da çeşitli solunum sistemi rahatsızlıkları (astım, alerji, öksürük, sinüzit), karaciğer rahatsızlıkları, iştahsızlık, diyabetik yaralar, eklemlerde burkulma ve şişlik gibi durumlarda ve romatizmal ağrılarda zerdeçal önerilmektedir. Geleneksel Çin Tedavi sisteminde ise bilhassa karın bölgesindeki ağrılarda kullanılmaktadır.
Halk arasındaki tedavi önerilerinin ne kadarı bilimsel olarak ortaya konulmuş?
Zerdeçal üzerinde yayınlanmış bilimsel çalışmalara ulaşmak için bilimsel kaynakları incelediğimde sadece 2007 yılından 2008 yılında günümüz kadar 103 bilimsel yayınla karşılaştım. Bilimsel kaynaklarda yer alan 654 çalışmanın 502’si 2000 yılından sonra yapılmış. Bu artan ilginin en önemli etkeni zerdaçalın ve etkili bileşenleri olan kurkuminlerin son yıllarda bilhassa çeşitli kanser tipleri üzerinde etkinliğini ortaya koyan çalışmalar. Yapılan deneysel çalışmalar ile gerek zerdeçal özütlerinin ve gerekse içerisindeki başlıca etkili bileşenleri olan fenolik yapıdaki kurkuminlerin ayrıca antioksidan, iltihap giderici, virüs, bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı, diyabet, allerjiler, artrit, Alzheimer hastalığı ve diğer süregen hastalıklarda etkili olabileceğine dair deneysel bulgular bildirilmektedir.
Zerdeçal Kanser üzerinde etkili mi?
Yapılan deneysel çalışmalar zerdeçalın etkili bileşeni olan kurkuminin kolon, cilt ve göğüs kanserleri üzerinde etkili olabileceğini ortaya koymuş. Muhtemel etki şekli üzerinde yapılan yorumlarda antioksidan etkisinin rolü bulunduğu, tümör hücrelerinin kan ile beslenmesini önleyerek (anti-anjiogenez) ya da kanser hücresi üzerinde doğrudan etkili olabileceği şeklinde. Ancak insanlarda kanser gelişimini önleyici bir rolü olup olamayacağı konusunda henüz bir bulgu bulunmuyor.
Yapılan çalışmalar kurkuminlerin kanserin oluşumu ve gelişiminde rol oynayan farklı hedefler ve kademeler üzerinde etkili olabileceğini ortaya koyuyor. Bu bakımdan kurkumin gerek tek başına uygulamalarda ve gerekse kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar ile birlikte kullanılması halinde “çok-boyutlu/çok-hedefli” bir ilaç olarak ümit vadediyor. Bu konuda daha ayrıntılı çalışmalar var mı?
Zerdeçalın kanser üzerindeki etkisini gösteren çalışmalar var mı?
Geçen hafta Zerdeçal ve etkili bileşeni kurkuminin kanser ve diğer bazı hastalıkların tedavisinde etkinliğine yönelik bilimsel çalışmaların son yıllarda çok büyük bir artış gösterdiğinden bahsetmiştik. Özellikle kanser üzerindeki etkisini değerlendiren ve etki şeklini ortaya koymayı amaçlayan çalışmaların çok sayıda olmasına karşılık, insanlar üzerinde etkili olup olmadığı konusunda yönlendirici bilimsel nitelikte ve kapsamlı klinik çalışmaların bulunmadığından belirtmiştik. Şüphesiz aklınıza, “Madem ki bu kadar etkili, neden insanlar üzerinde de etkisine bakılmıyor?” diye bir soru geliyor.
Geçenlerde yayınlanan bir raporda, zerdeçal ve etken maddesi kurkumin’in tek başına ya da başka ilaçlar ile birlikte insanlar üzerinde etkinliğini değerlendiren 30 klinik çalışmanın (faz I ve II) sürdürüldüğü bildiriliyor. Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, İsrail, Japonya, Hong Kong’da yapılan bu çalışmaların bir kısmı 2006 yılında, bir kısmı ise 2007 yılında başlatılmış. Bu çalışmalardan 17’si pankreas, kolon, mide, karaciğer kanserleri üzerinde yürütülüyor ve denemelerin tamamlanarak sonuçlarının açıklanması ile sanırım bu konuda daha net bir yorumda bulunabilmek mümkün olacak.